6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 641. maddesinde bir ortağın limited ortaklıktan ayrılması durumunda esas sermaye payının gerçek değerine uyan bir ayrılma akçesini talep etme hakkı olduğu öngörülmüştür. Ayrılan ortak ile ortaklık arasındaki menfaat dengesinin taraflardan birisi lehine bozulmaması için Türk Ticaret Kanunu’nun 642. maddesinde, ayrılma akçesinin muacceliyeti ve ödenebileceği kaynaklar ayrıca ve özel olarak düzenlenmiştir. Ancak uygulamada mahkemelerce, ayrılma akçesini ödeme borcunun doğması ile muaccel olması arasındaki ayırımın yapılmaması nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nun 642. maddesindeki muacceliyet koşulu gözetilmeden ayrılma akçesinin ayrılan ortağa ödenmesi yönünde eda hükmü niteliğinde kararlar verilmektedir. Maddî hukuk düzenlemelerine aykırı olarak verilen bu kararlar, aynı zamanda medenî usûl hukuku hükümlerine de aykırıdır. Ayrıca eda hükmü niteliğindeki ayrılma akçesinin ödenmesine ilişkin kararların icrası, taraflar arasındaki menfaat dengesini ayrılan ortak lehine bozmaktadır. Bu çalışmada, mehaz İsviçre hukukuyla karşılaştırmalı olarak ayrılma akçesinin ayrılan ortağa ödenmesine ilişkin ortaya çıkan contra legem uygulamalar, medenî usûl hukuku ve icra hukuku perspektifinden değerlendirilecektir.
Article 641 of the Turkish Commercial Code No. 6102 stipulates that if a partner leaves a limited liability company, he has the right to demand a compensation that matches the actual value of his basic capital share. In order not to deteriorate the balance of interests between the leaving partner and the company in favor of one of the parties, Article 642 of the Turkish Commercial Code regulates the payment due and the resources that the withdrawal compensation can be paid from separately and specifically. However, in practice, no distinction is made between the obligation to pay the compensation to the withdrawing partner and its due date. Courts rule in disregard of Article 642 of the Turkish Commercial Code No. 6102 and order the limited liability company to pay the compensation to the withdrawing partner regardless of the evaluation whether the conditions that are set in Article 642 of the Turkish Commercial Code are complied with or not. These decisions, which are made in violation of the substantive law regulations, are also contrary to the provisions of the civil procedure law. In addition, the execution of the decisions regarding the payment of the compensation, which is in the nature of a judical payment title, distorts the balance of interests between the parties in favor of the withdrawing partner. In this study, contra legem practices regarding the payment of the compensation to the withdrawing partner will be evaluated from the perspective of civil procedure law and enforcement law, in comparison with the Swiss law.